30 Mart 2009 Pazartesi

Yeni Oncidium















Dün, Nişantaşında dolaşırken favori çiçekçimde kendilerine henüz ulaşmış bir oncidium gördüm ve eşimin evin bir ormana döndüğüne dair yorumlarına rağmen satın aldım. Bordo sarı ve beyaz renkelerin hakim olduğu yaklaşaık 5cm büyüklüğündeki çiçeklerden 35 adet var üzerinde.

Henüz açmamış olanrı hesaba katarsak yaklaşık olarak 2 hafta ile 1 ay arasında çiçeklerini dökmeyeceğini düşünebiliriz.


21 Şubat 2009 Cumartesi

Orkidelerim Kışı Nerede Geçirdi?

Çiçekçilerden satın aldığımız tropik orkide bitkilerini türden türe değişmek ile beraber genel olarak 20 derecenin altındaki sıcaklıklarda bulundurulmamalı gerekmektedir. (Cymbidium türlerinin büyük çoğunluğu 15 derecede yaklaşık 3 hafta geçirmelidirler ki çiçeklensin.)

Bu yüzden orkidelerimin tümünü son baharın ortalarına doğru evin içine taşıdım. Ancak evim kış aylarında oldukça az ışık aldığından orkidelerin kışı başarılı bir şekilde çıkarmaları mümkün değildi. Ben de mutfakta Cherry Domates, Chili biber, fesleğen yetiştirmek için satın aldığım 2 adet Aerogarden'ı kullanmaya karar verdim. Tüm orkidelerimi toplayıp sıkışık bir şekilde bu iki yapay ışık kaynağının altına yerleştirdim. Orkidelerim tüm kışlarını burada geçirdi.



14 Şubat 2009 Cumartesi

İlk Oncidium Türü Orkidem

Bu orkideyi görür görmez aşık olmuştum, üzerinde 63 adet çiçeği vardı ve çiçeklerin üzerinde bulunduğu dalın yüksekliği 45 cm kadardı. Satın aldıktan yaklaşık olarak 2 hafta sonra doğal olarak çiçeklerini döktü. Çiçeklerini döken bitkiyi artık evin içinde sergilemem gerekmediği için bahçeye, aydınlık ancak direkt ışık almayan bir yere yerleştirmeye karar verdim.

Bunu yapmadan hemen önce aynı durumda bulunan bir kaç farklı orkide ile birlikte büyükçe bir sepete yerleştirmeye karar verdim. Bu sepet içerisini ağzına kadar orta boy parçalı coconut husk ile doldurdum ve tepesini hem nemi oruması hem de estetik sebeplerle yosun ile kapladım. 1 hafta kadar sonra çiçeklerini yeni dökmüş olan pseudobulb'ın hemen yanından yeni bir sürgün verdi.

Sonbahar aylarında, gece sıcaklığı 15 derecenin altına düşmesi ile birlikte sepeti evin içerisine, Aerogarden'larımın altına yerleştirdim. Yeni gelişen pseudobulb yapay ışıklar altında gelişerek bir çiçek dalı verdi. Çiçeklerinin resimlerini aşağıda bulabilirsiniz. Sanırım devamlı yer değiştirdiğimden, ve sulama sıklığı konusunda sabit bir takvim kullanmadığım için çiçek sayısı sadece 25 tane ile sınırlı kaldı ancak çiçek büyüklükleri biraz daha fazlaydı...

8 Şubat 2009 Pazar

Dal Üzerinde Orkide

Bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi tropik orkide çeşitlerinin büyük bir kısmı yerde değil ağaç gövdesi veya dalları üzerinde yaşamaktadır.

Evde yetiştirmek üzere satın aldığımız orkideler daha pratik olduğu için saksı içerisine yerleştirilmiş parçalanmış ağaç parçaları içerisine köklendirilmiş halde gelmektedir. Saksılar kapalı bir ortam sunduğundan sulamalar arası bir kaç gün ile 2 hafta arasında değişebilmektedir.

Bu orkideleri doğal ortamlarında olduğu gibi ağaç dallarına monte edilmiş bir şekilde ev ortamında yetiştirmek mümkün. Ama bu işin zahmet istediğini ve bu tür bir çalışma yapacağınız orkideyi günde 1 ile 3 sefer kadar sulamaız gerektiğini ve her sulamada zayıf bir gübre çözeltisi kulanılması gerektiğini unutmamalısınız. Evden bir iki gün uzak kalmanız durumunda bile bitkinizin ölmesi mümkün.

Yaklaşık bir sene kadar önce üzerinde yosun bulunan bir odun parçası üzerine henüz kavanozundan yeni çıkardığım 2 Oncidium türü yavru orkideyi yerleştirdim. Bu odun parçasını o günden beri ortalama olarak günde 2 sefer sulamaktayım.

Orkideleri dalın üzerine yerleştirmek için yavruların köklerini nemli yosuna yerleştirdim. Ardından dal üzerinde yerlerini seçip bu yosunlarla beraber dal üzerine yerleştirip ince metal teller ile bağladım. Bu şekilde sarsılmalarda veya sulamalarda yerlerinden ayrılmalarını engellemiş oldum. 2 ay kadar bekledikten sonra telleri çıkardım, yeni kökler dala iyice tutunduğundan başka bir desteğe ihtiyaçları kalmadı.

Tel yerine herhangi bir ip de kullanılanılabilir ancak kalın ve örgülü bir ip kullanırsanız ince köklerin bu ip içerisinde geçmesi ve ileride ipin çıkarılması sırasında bu köklerin zarar görmesi söz konusu olabilir.

Şu ana kadar gerçekleşen büyüme oldukça yavaş ancak bu bitkileri şimdiye kadar hiç güneş ışığına çıkarmadım. Son 1 yıllarını diğer bazı orkidelerim ile birlikte Aerogarden ışıkları altında geçiriyorlar. Bu bahar ve yaz aylarında güneşe çıkararak arada bir fark olup olmadığına bakacağım. Belki de bu orkideler çok yavaş büyüyordur.

1 Şubat 2009 Pazar

Singapur Orkide Bahçesi

Aralık ayında eşimle birlikte ziyaret ettiğimiz Singapur Orkide Bahçelerini sizlerle paylaşmak istedim. Benim gibi uslanmak bilmez bir orkide sever için gerçekten harika bir deneyimdi, burada yaklaşık 2 saat geçirmeme rağmen yeterli gelmediğini ve beni oradan resmen sürükleyerek çıkardıklarını eklemem gerekiyor.

Bahçe, isminin aksine orman dene bilecek büyüklük ve havada düzenlenmiş bir orkide cenneti. Yürüdüğünüz sürece altında geçmekte olduğunuz tüm ağaçlardan orkideler, kökleri ve çiçekleri sarkıyor. Orkideleri doğal ortamlarında gözlemlemek çok hoş bir deneyim.

İşte resimler...

12 Ocak 2009 Pazartesi

Phalaenopsis Bakım İpuçları

Sağlıklı bir Phalaenopsis’i satın aldınız ve eve geldiniz, işte yapmanız gerekenler.

Bitkiyi gayet aydınlık ama direkt güneş ışığı almayan pencere önü gibi bir yere koymalısınız. Eğer direkt güneş ışığı alacak bir yere koymak istiyorsanız mutlaka güneşin etkisini azaltmak için tül perde veya benzeri etki gösteren bir engelin arkasına konumlandırın. Direkt güneş ışığı yaprakların onarılamaz derecede hasar görmesine sebep olacaktır. Bu bitkiyi öldürmez ama yaralı, delinmiş yapraklar göze pek hoş gelmiyor.

Sulamalar arasında saksı harcının kurumasına izin verin. Ama çok da kuru bırakmayın. Genel olarak az sıklıkta ancak bolca sulama tavsiye edilir. Normal şartlarda ev içerisinde aydınlık bir yerde duran Phalaenopsis'lerin haftada bir kez sulanması yeterlidir. Ancak ışık miktarı, sıcaklık ve saksı harcı karışımı faktörlerini göz önünde tutmalısınız. Eğer saksı harcı olarak Sphagnum Moss (bir çeşit yosun) kullanılmış ise, sulama sıklığınızı düşürerek sulama aralarında bu yosunun çok az nemli kalıncaya kadar kurumasına izin vermelisiniz. Saksı harcında kullanılan karışım ne kadar çok su tutuyorsa o kadar az sıklıkta sulamanız uygun olur. Az ışık alan ve serin bir yere yerleştirdiğiniz bitkinin aydınlık ve sıcak bir yerde duran orkideye göre su ihtiyacı daha az olacaktır.

Sıcaklık ve nem Phalaenopsis’ler için diğer orkide çeşitleri kadar olmasa da önemlidir. Sıcaklığın kış aylarında 20 derecenin altına düşmemesi gerekir. Kışları 23-25 derece ideal sıcaklıklardır. Yazları sıcaklığın 30 derecenin çok üzerine çıkmamasına dikkat edin. Sıcaklık artışı ile birlikte ortam neminin de artıyor olmasına dikkat edilmeli. Eğer sıcaklık ile birlikte nem oranı artmamış ise orkidenizin yapraklarından gerçekleşen su kaybı telafi edilmesi güç bir şekilde artabilir. Bunun önüne geçmek için orkide saksılarınızın altına, içine büyükçe çakıl taşları dolduracağınız bir saksı altlığı yerleştirin. Altlığın içerisini su ile doldurun ama suyun orkide saksısının tabanına kadar yükselmesine için vermeyin. Bu sayede bitkinizin bulunduğu noktanın nemini uygun oranlara çekebilirsiniz.

Bir hafta kadar önce orkidelerimin yarısının saksılarına Vilmorin’in ev bitkileri için ürettiği gübre çubuklarından yerleştirdim ancak yaptığım hatanın farkına varıp bu işten vazgeçmem pek uzun sürmedi. Gübreleri yerleştirdikten sonraki ilk sulamamın üzerinden bir gün geçtikten sonra çubuklar küflendi, tüm çubukları cımbız yardımı ile temizlemek zorunda kaldım. Orkidelerin bir tanesinin köklerine de sıçrayan küf probleminin yayılmasını engellemek için, küfleneye başlayan kökleri kesmek ve saksıdan çıkarmak zorunda kaldım.

Phalaenopsisler’inizi gübreleyecekseniz mutlaka ama mutlaka sıvı gübreleri tercih edin. Yurtdışında orkideler için üretilmiş yavaş yarayışlı gübreler satılıyor ama Türkiyede malesef bu ürünlerden bulunmuyor. Bu tür sorunlarla karşılaşmamak için suyla karıştırılarak kullanacağınız sıvı gübreleri, üzerinde yazan gübre/su oranının dörtte biri yoğunlukta iki haftada bir kez uygulayın.

Phalaenopsis ve daha bir çok farklı orkide türü hakında bilgi edinmek için şu kitabı tavsiye edebilirim. Amazon.com'dan ısmarlamadan önce Remzi Kitabevi veya D&R mağazalarına sorabilirsiniz. Remzi Kitabevi hobi ve özel merak konularında daha fazla kitap tutuyor stoklarında...

1 Ocak 2009 Perşembe

Phalaenopsis ile Tanışmak

Orkideler ile ilk tanışıklılığım yaklaşık iki sene kadar önce eşimle birlikte yeni evimize taşınmamızın ertesi günü Nişantaşı sokaklarından birinde bir çiçekçide gördüğüm Phalaenopsis ile gerçekleşti. Gerçi bitkilere karşı çocukluğumdan beri bir ilgim vardı ama bu orkideyi görür görmez kendimi kaybettim. O anın heyecanı ve kendimi kaybetmiş olmamın yarattığı mantıksızlık ile yaklaşık 200 TL’yi hemencecik bu orkide denilen güzel bitkiye yatırıverdim. Hemen koşup bodrum katında bulunan ve özellikle kış aylarında fazla ışık almayan dairemizin en çok ışık alan ve en görünür noktasına yerleştirdim.

Daha tanışmamızın üzerinden bir hafta geçmeden çiçekleri kenarlarından başlayarak kararmaya başladı. İki hafta sonra ise bitkinin üzerinde bir tane bile çiçek kalmamıştı. Hevesim kursağımda kaldığından olacak bu bitkinin bakımını ve yeniden çiçeklenmesini sağlamanın yollarını aramak için internet üzerinden derinlemesine bir araştırmaya giriştim.

Phalaenopsis cinsi orkidelerin yaklaşık olarak haftada bir kez sulanması gerektiğini öğrendiğimde hemen uygulamaya geçerek haftalık sulama programına başladım. Yaklaşık bir ay kadar sonra ilk aldığımda gayet sert olan yaprakları yumuşak ve hafif kırışık bir hale gelmişti. Anladım ki suyu az veriyordum, hemen sulama sıklığını artırdım. Yapraklar kırıştıkça kırıştı, onlar kırıştıkça ben daha fazla su verdim. Bu şekilde devam eden bir aydan sonra bitkinin en son vermiş olduğu yaprak kendiliğinden düştü. Yaprakların ortasına (Crown) baktığımda kahvrengi/siyah arası bir renkte olduğunu farketim ve orkidemin çürümüş olduğunu anladım. Güzelim bitkinin hayatı çöp torbasında sona erdiğinde bir daha orkide almayacağıma dair kendime söz verdim. Ama bu sözü tutamadım ve benzer şekilde 2 Phalaenopsis’i daha orkide cennetine postaladım.

Şimdi geriye baktığımda yaşadığım sorunun benimle devam etmesine rağmen aslında çiçekçi ile başladığını farkediyorum. Bu bitki ile henüz yeni yeni tanışan ve bakımı konusunda bilgi sahibi olmayan çiçekciler, bitkiyi neredeyse hergün suluyor ve köklerin daha siz satın almadan çok önce çürümesine sebep oluyor. Aşırı sulama evde de devam edince bitki kısa sürede çürüyerek ölüveriyor, arkasında gözü yaşlı bir orkide sever bırakıyor.

Benim defalarca karşılaştığım bu ve benzeri sorunlar ile karşılaşmamanız için sizlerle ilk olarak Phalaenopsis bakımı, satın alınması sırasında bilmeniz ve yapmanız gerekenler ile ilgili araştırma ve tecrübelerimden edindiğim bilgileri paylaşmak istiyorum.

Her ne kadar çiçeklerinin güzelliğine çarpılmış olsanız da satın alma kararını vermeden önce yapmanız gerekenler;

Kökleri kontrol edin. Ama saksı harcına temas etmeyen havada asılı duran kökleri değil. Bu kökler havai köklerdir ve bu kökler saksı harcı içerisine doğru büyümediğinden ıslak kalma ve çürüme ihtimali çok azdır. Kontrol etmeniz gereken kökler saksının içerisinde kalan köklerdir. Phalaenopsis cinsi orkideler genellikle şeffaf plastik saksılarda geldiğinden saksının içindeki köklerin sağlıklı olup olmasığını aydınlık bir yerde göz hizasına kaldırarak rahatlıkla inceleyebilirsiniz. Sağlıklı kökler kuruyken açık grimsi renkte, ıslakken yeşil renkte görünür, etli ve dokunduğunuzda serttir. Çürümekte olan kökler ise kahverengi tonlarında, dokunulduğunda yumuşak ve ıslaktır. Bir sürü sağlıklı kök arasında ölü bir veya iki kök bulunması doğaldır ancak köklerin azımsanmayacak kısmı çürümekteyse orkideyi satın almayın. Ayrıca saksı içerisinde ne kadar çok sağlıklı kök varsa o kadar iyi olur.

Yaprakları kontrol edin. Yaprakların rengi bitkinin aldığa ışık miktarına göre çimen renginden, koyu yeşile kadar farklı tonlarda olabilir. Çimen rengi yaprakar bitkinin ideal miktarda ışık almış olduğunu gösterir. Çok koyu renkli yapraklar genel olarak bitkinin yetersiz güneş ışığı aldığını ve haliyle yeteri kadar fotosentez yapamadığını gösterir. Bu durum genellikle ölümcül olmayıp orkidenin aydınlık bir yere konumlandırılması ile kolaylıkla aşılır, ancak bitkinin kendine gelmesi için biraz zaman geçmesi gerekebilir. Renk kontrolünden daha önemlisi yaprakların çıktıkları noktanın kontroledilmesidir. Eğer burada bir çürüme belirtisi olduğunda şüpheleniyorsanız veya size satılmaya çalışılan çiçeğin en üstteki yaprağının düşmüş olduğunu fark ederseniz, bu bitkiyi almayı aklınızdan bile geçirmeyin. Bu tür bir sorun ile karşılaşan Phaleneosis daha fazla büyümeyecektir. En altta yer alan eski yaprakların yavaş yavaş sararması ve kendiliğinde dökülmesi normaldir ancak aynı anda 2 den fazla yaprak sararmış ise yine orkide de bir sorun olduğunu düşünmekte yarar var.

Çiçekleri kontrol edin. Türkiye’de orkide kültürü henüz yeteri kadar yerleşmediğinden çiçekciler tüm tomurcukları çiçek açmış orkideleri satışa sunmaktadır. Yurtdışında ise henüz çiçekleri açılmamış, tomurcuklu Phalaenopsis'ler tercih edilmektedir. Eğer mümkünse tomurcuklarının bir kısmı çiçeklenmiş ancak dalın ilerisinde çiçeklenmeyi bekleyen tomurcukların bulunduğu orkideyi tercih edin. Phalaenopsis'lerin çiçekleri bitkinin içerisinde bulunduğu duruma göre 1-2 ay dalında kalacaktır, ama tüm tomurcukları açmış bir bitkinin ne zaman açtığını kesin olarak bilemeyeceğinizden tercihinizi tüm tomurcukları çiçeklenmemiş olandan yana kullanın. Bu şekilde orkidenizin salonunuzda gösterişli bir şekilde sergilemek için daha fazla zamanınız olduğunu bilirsiniz. Çiçeklerin üzerinde göre bileceğiniz siyah veya kahverengi noktacıklar sulama sırasında çiçeklere gelen suyun en az bir gece boyunca çiçek üzerinde kalması sonucunda oluşan bir mantar sorununa işaret eder. Bu mantar çiçeklere tekrar tekrar su gelmediği sürece ilerlemez ve bitkiye zarar vermez. Tomurcukları sararmaya başlamış veya açılmadan dökülen bitkilerden uzak durun.

Saksı harcını kontrol edin. Eğer saksı harcı ağaç kabuklarından hazırlanmışsa ve bunlar yumuşamış ve rengi siyaha dönmüş ise bitkileri almayın. Eskiyen ağaç kabukları çürümenin etkisi ile fazlas su tutmaya ve daimi olarak ıslak kalmaya başlar. Bu da çürümeye davet çıkarmaktır. Saksı harcı Spagnum Moss’tan hazırlanmış ise saksıyı göz hizasına kaldırarak yosunların koyu kahverengi olmadığından emin olun. Ben spagnum moss içerisine yerleştirilmiş orkideleri tercih etmiyorum, çünkü bu bitkilere olan sevgimden olsa gerek, sık sık sulama ihtiyacı duyuyorum ve bu pek iyi sonuç vermiyor. Spagnum moss çok su tuttuğundan ağaç kabukları içerisinde büyüyen orkidelere uyguladığınız sulama sıklığının yaklaşık olarak yarısına ihtiyaç duyar, aşırı sulama durumunda orkidenizi sevginiz ile öldürebilirsiniz.

Asla ama asla bir Phalaenopsis’e yüzlerce YTL vermeyin. Çiçekçiler ortalama olarak küçük cinsler için 30-50, büyük bitkiler için ise 60-90 TL istiyor. Ancak her zaman pazarlık etmekte fayda var. Birkaç defa, çok beğendiğim ama pahalı olduğu için satın almadığım orkideleri birkaç hafta bekleyip, çiçekleri döküldükten sonra aynı çiçekçiden üçte bir fiyatına aldığım oldu. Çiçeklenmesi için birkaç ay beklemeniz gerekse de bütçeniz için en uygun adım bu olabilir.